sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları
Şikâyete konu yayın ve eylem üzerinden kırk beş gün geçmişse, inceleme dışında bırakılır. Yönetim Kurulu, üyeye verilen 10 günlük savunma süresinin geçmesinden sonra resen veya ivedilikle ve herhalde ihbar, şikayet veya istek tarihinden itibaren en çok 30 gün içinde disiplin soruşturması açılarak üyenin Onur Kuruluna sevk edilmesi hakkında bir karar vermeye mecburdur. Aksi takdirde disiplin soruşturması açılmamış sayılır. H) Hiçbir dernek üyesi, dernek ile kendisi, eşi (TMK Md 141) üstsoyu ve altsoyu (TMK Md 17) arasındaki bir hukuki işlem veya uyuşmazlık konusunda alınması gereken kararlarda oy kullanamaz. Tüzel kişi adına oy kullanacak kişi hakkında da aynı hüküm uygulanır. YİRMİ BİRİNCİ BAPKumar ve pinup(A) ALACAĞIN DAVA EDİLEMEMESİMadde 504 – Kumar ve PinUp türkiye giriş, bir alacak hakkı tevlit etmez. Müsaade edilmemiş olduğu takdirde piyango hakkındada kumara mütaallik hükümler tatbik olunur.Ecnebi memleketlerde müsaade ile tesis edilen piyangolar Türkiye’de kanunun himayesinden istifade etmezler.
Olağanüstü Genel Kurulda gündem çağrı konusundan ibarettir. B) Genel Kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hallerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır. Çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak bu toplantıya katılan üye sayısı yönetim ve denetim kurulları üye sayısının iki katından az olamaz. Özel nitelikli kişisel verilere erişim WAF aracılığıyla korunmaktadır.
Vekâlet verme imkanı olmayan müstesna hallerde, rütbe ve kıdemce en yakın muharip sınıfa mensup veya muharip olmayan sınıflarda rütbe, kıdem ve hizmetin özelliği itibarıyla en yakın şahıs, hiçbir emir beklemeksizin derhal komutayı ele alır. Böyle haller, sebebiyle birlikte daha büyük amire bildirilir. Vekalet uzun müddet sürecek olursa yetkili makamın tensip ve emredeceği şahıs, emir ve komuta makamına gelir. Karargah ve kurumlarda vekalet işleri, karargah ve kurumların bağlı bulundukları komutan ve makamlar tarafından tanzim ve emredilir.” denilmek suretiyle vekaletin kimlere bırakılacağına açıklık getirilmiştir. Maddesinde ; “ Herhangi bir komutanın merkezden veya gemisinden uzaklaşması veyahut hizmet edemeyecek derecede mazeretinin vukuu halinde, kuruluşuna göre rütbe ve kıdemce kendi rütbesine en yakın muharip sınıfa mensup (Gemilerde 2 . komutan, havada uçuş birliklerinde uçucu subay) astını vekil bırakır. Muharip olmayan sınıflarda sınıf ve hizmetin özelliğini dikkate alarak rütbe ve kıdemce en yakın astını vekil bırakır ve yetkililere bildirir. Lise, ortaokul ve eşiti okullarda öğrenim gören askeri öğrenciler, İçHizK’nın 14. Maddesinin asta yüklediği görevleri aynen yapmaya mecburdurlar. Aksine hareket edenler diğer askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabidirler . Maddesi kapsamı dışında kalan hususlarda kendi okul talimatlarına tabidirler .
Maddesine[49] göre, askeri şahıslardan birini, amirine veya üstte karşı itaatsizliğe, direnmeye, fiilen taarruza sevk ve tahrik eden kişi “muharrik” sayılmaktadır. Muharrikin tahrikine rağmen suç işlenmemişse, AsCK’nun 93/2. Maddesi uyarınca failin kısa hapisle cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Bu durumda yani fiil teşebbüs halinde kaldığı taktirde askeri kabahat niteliğindedir[50]. Diğer bir nokta ise askeri disiplin suç ve cezalarının taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere uygunluğu sorunudur. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı hükümler nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tazminat ödemeye mahkum edilebilecek ve daha da önemlisi uluslararası alanda itibar kaybedecektir. Avrupa Birliğine giriş sürecinde olduğumuz bu günlerde, bu sorun ele alınarak, pozitif hukukumuzda yapılması gerekli değişiklik önerileri sunulacaktır.
Sövmek ise, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmaktır. Asta söylenen sözün onu küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını belirlerken, TSK ve toplumda hâkim olan anlayışlar ile örf ve adetleri göz önünde bulundurmak gerekir[149]. Suçun faili üst veya amir konumunda bulunan asker kişilerdir. Devlet memurlarının emrinde çalışan askerlerle aralarında astlık-üstlük ilişkisi bulunmadığından, onlar tarafından bu suç işlenemez. Ancak amir olan asker kişilerin, emirlerinde görevli Devlet memuru aleyhine bu suçu işlemeleri mümkündür. Zira İçHizK’nun 115/b maddesine göre, bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri amirlere karşı ast durumundadırlar[146]. Üst veya amirin, astının bir suç işlediğini öğrenmesine rağmen bunu soruşturmaya yetkili merci veya makama haber vermemesi astın suçlarını haber vermemek suçunun maddi unsurunu oluşturur[145]. “Bir kaçmaya kalkışmayı doğru olarak haber alıp da kaçmanın önü alınabilecek bir zamanda bunu amirine haber vermeyenler kaçma olmuş ise 7 günden 2 aya kadar oda hapsi cezası ile cezalandırılırlar” (477 SK m.51). Kısa süreli izin süresini geçirme suçunun maddi unsuru failin, kıtasından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin alarak ayrılmasından sonra dönmeye mecbur bulunduğu günden itibaren 6 güne kadar özürsüz gelmemesidir. Şayet iznin geçirilmesi bir özre dayanıyorsa suç oluşmaz.
Yasa koyucu burada süreyi bir gün değil bir gece olarak belirlemiştir. Bunun anlamı cezalının bir gece geçirdikten yani uyuyup sakinleştikten sonra karar vermesini sağlamak, bir başka ifadeyle öfkeyle hareket etmesini önlemektir. Kanun koyucu sadece ceza verilen kişinin tebliğden bir gece sonra şikâyet edebileceğini belirtmiş olduğundan, üstlerin ceza verildiği andan itibaren şikâyet etmeleri mümkündür. Alt ceza uygulaması, disiplin amir ve kurulları tarafından değerlendirilmesi gereken bir durum olduğundan, açık bir takdir hatası yoksa yargı denetimi yapan mahkemelerin sicilleri getirterek bizzat inceleme yapıp alt ceza uygulanıp uygulanmamasına müdahale etmemeleri gerekir[392]. Alt ceza uygulaması konusundaki değerlendirmeyi disiplin amir ve kurulları yapmalı, yargı organları da bu konuda kullanılan takdiri denetlemelidir[393]. Kurullarda raportörün açıklamaları dinlendikten sonra işin görüşülmesine başlanır. Konunun aydınlandığı ve görüşmelerin yeterli olduğu sonucuna varılmasından sonra oylamaya geçilir. Kurullarda açık oylama usulüyle ve oyçokluğuyla karar verilir.
Eğitim programında yer verilecek konulara ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Genel Müdürlükçe belirlenir. Dernek tüzüklerinde yapılan değişiklikler de tüzük değişikliğinin yapıldığı genel kurul toplantısını izleyen kırk beş gün içinde, genel kurul sonuç bildirimi ekinde mülki idare amirliğine bildirilir. Birlikler için Cumhurbaşkanınca verilen iznin ilgili valiliğe iletilmesi, dernekler için tüzüğü ve kuruluş bildirimi ile eklerinin mülki idare amirliğine verilmesini müteakip il müdürlüklerindeki Dernek Kütük Defterlerine (EK-22) kayıtları yapılır. Defterlerde her birlik ve derneğe ayrı bir sayfa ayrılır ve mevcut bilgiler defterdeki hanelerine işlenir. Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (EK- 21), mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. Elektronik defterler hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanmaz. Dernek lokallerinde, halkın huzur ve sükûnu ile kamu istirahatı açısından sakınca bulunmaması kaydıyla yapılacak ölçüm ve kontrolü müteakip, mülki idare amirinin kararıyla canlı müzik izni verilir. Canlı müzik lokal açma ve işletme izin belgesine işlenmez. Ancak, görevliler sorduğu zaman gösterilebilecek şekilde işyerinde bulundurulur. Lokal açma ve işletme belgesi düzenlendikten sonra onbeş gün içinde sivil toplumla ilişkiler birimlerince; kolluk amirliği, belediye, alkollü içki kullanılmasına izin verilenler için tekel idaresi, çevre müdürlükleri ile derneğin bağlı bulunduğu vergi dairesine lokalin açıldığı bildirilir. Kolluk kuvvetleri bu bilgilere istinaden izinsiz açılan lokalleri men eder.
Ancak bu şekilde yapılan toplantı ve görüşmeler sonunda fesih için alınacak kararın da toplantıya katılan üyelerin üçte ikisinin aynı yönde vereceği oy ile alınması zorunludur. Fesih konusunda Genel Kurul’ca alınacak kararlar on beş gün içinde mülkiye amirliğine bildirilir. Madde 29 -Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 19 Nisan 2022 Salı günü yapılan Genel Kurulu’nda gündemin 6. Madde 10 – Asıl üyeliğe kabul edilenler, kararın kendilerine taahhütlü mektupla bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar Genel Kurul tarafından belirlenmiş giriş ve yürürlükteki üye ödentisini yatırarak kayıtlarını yaptırmak zorundadır. Bu süre içinde gerekli işlemleri yaptırmayan ya da geçerli bir özür bildirmeyen adayların asıl üyelikleri kendiliğinden düşer.
- Bendine göre, her şahıs gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar gerek cezai alanda kendisine yöneltilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan yasal, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına sahiptir[579].
- İç hukuk bakımından Bizzat Anayasa ile yargı denetimi yasaklanan YAŞ kararları AİHS’de tanınan bazı güvencelere dayanılarak yargı denetimine açılabilecek midir?
- Her üye, Derneğin amacına uygun davranmak, özellikle amacın gerçekleşmesini güçleştirici veya engelleyici davranışlardan kaçınmakla yükümlüdür.
- Fail yine tek ceza ile cezalandırılmış, fakat itiraz makamı tarafından cezasının niteliği değiştirilmiştir[320].
Jandarma; Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Hakkındaki Kanunda gösterilen yasaklara aykırı davranışları önler. Suç oluşturan davranışlar hakkında gerekli kanuni işlemleri yapar. Jandarma, bilirkişilere hiçbir şekilde yemin ettiremez. Bilirkişinin görüş ve açıklamaları kural olarak yazılı biçimde sağlanır. Kamu hizmeti gören ve düzenli tarife esasına göre çalışan; kara, hava ve deniz ulaşım araçlarının memur ve görevlilerinden, ulaşımla ilgili olanların ihzarı; ulaşımın devamını ve güvenliğini aksatmaksızın, bu kimselerin yedeklerinin getirilmesi için amir ve merkezlerine ivedi haber verilerek yapılır. Araçta gerekli güvenlik önlemleri alınarak beklenir ve müzekkere, yedekler gelince yerine getirilir. İhzarlı tanıkların saklanma ya da kaçmaları durumunda, ele geçirmek için arama yapılması, ayrıca arama kararı almayı gerektirir. Ancak gecikmede sakınca bulunan durumlarda, Jandarma kendiliğinden aramaya yetkilidir. İhzarlı sanıkların saklanma ya da kaçmaları durumunda, ele geçirilmeleri için; konut, işyeri ve eklentileriyle diğer kapalı yerlerde, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 94, 95. Ve 97 nci Maddelerine uygun olarak arama yapmaya Jandarma yetkilidir.
Doğrudan disiplin cezası olarak tesis edilen uyarı işlemlerini, yukarıda açıklanan ikili tasnifin, özellikle ikinci kategorisine dahil ceza tehdidi ve/veya ceza amaçlı ikaz/tenkit/ihtar yazılarından ayırmaktaki güçlük, ilk gruptaki uyarı cezalarının manevi yaptırım sonucuna sahip olması gibi ikinci grubun da manevi etki doğurmasıdır. Ancak her hukuka aykırı işlemin muhatabı üzerinde manevi etkiye yol açacağı göz önünde bulundurulursa, disiplin cezası olarak tesis edilmeyen tenkit/ikaz yazılarının, Kanunda manevi yaptırım olarak öngörülmekle resen ve her zaman disiplin cezası olarak hukuki sonuç doğuran uyarı/uyarma cezasından farkı anlaşılacaktır. Aşağıda açıklanacak olan hata gösterme, tenkit ve muaheze türünden ikaz ve ihtar işlemlerinin ceza sayılmayacağına ilişkin hüküm de dikkate alındığında, her uyarıcı işlemin, yaptırım tehdidi taşısa bile disiplin cezası sayılan uyarı/uyarma işlemi kabul edilmeyeceği ortaya çıkmaktadır. Aksi takdirde, meselâ, bir memura sırf cezalandırmak için tesis edilen atama ve yer değiştirme veya izne göndermeme işlemlerini, disiplin cezası gibi telakki etmek veya aynı hukuki rejime tabi tutmak gerekecektir. Yargı denetimini sınırlarını genişleten en önemli norm, AİHS’nin 5. AİHM, Engel/Hollanda ve A.D/Türkiye kararlarında disiplin amiri tarafından verilen oda hapsi cezalarının AİHS’nin 5/1-a maddesini ihlal ettiği şeklinde kararlar vermiştir. Maddesinde 5170 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası disiplin amirlerince oda hapsi cezasının verilemeyeceğini İkinci Bölümde ayrıntılı şekilde izah etmiştik. Ancak uygulamada bu ceza verilmeye devam ettiği gibi AYİM de oyçokluğuyla da olsa bu cezanın verilebileceği yönünde kararlar verilmektedir[743]. Yasa koyucu ceza veren makam bakımından kurul yada amir ayrımı gözetmeseydi basit bir şekilde disiplin cezalarının yargı denetimi dışında olduğunu belirtmekle yetinir, özellikle “…disiplin amirlerince verilen cezalar yargı denetimi dışındadır” ifadesini kullanmazdı. Sancaktar, AYİM disiplin kurulu kararlarının yargı denetimine kapalı olduğunu belirtmekte ise de[728] kanaatimizce disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarının yargı denetimine açık olduğunda hiçbir duraksama yoktur.